Babam anlatırdı, önceden bal kovandan sağıldığında küçük bir
kasesi öyle ağır olurmuş ki, tek elle zor kaldırırmış insan. Şimdi insanoğlu
tüm canlıları daha fazla üretmeye zorladığı için, ineklerin sütü çok ama besin
değeri yok, tavuklar gece gündüz çalışıyor hep yumurtluyor ama yumurtanın kabukları
bile yeterince kalınlaşamıyor, artık arılar senede bir kere değil, kendilerine
verilen hazır petekler sayesinde birçok kez bal veriyor ama balın ağırlığı yok.
Balların ağırlığı kalmadığı gibi, insanlar da ağırlığı kadar
yer kaplamaz oldu. Halbuki sosyal medyadaki paylaşımlarına baksanız, ne kadar
güzeller, eşleri ve çocukları ne kadar da güzel değil mi? Yedikleri önlerinde,
yemedikleri arkalarında. Sürekli seyahat halindeler, gitmedikleri sahil,
bulunmadıkları ülke yok gibi. Satın aldıkları ürünlerin resimlerini bile anında
bizimle paylaşırlar. Öyle de cömerttirler. Bu dünya güzeli insanlar, bazen trafikte
önünüze kırıp bir de üstüne “yol versene” diye çıkışan Geçiş Öncelikli Taşıt
olarak; bazen de iş yerinde başkalarının hakkını gaspetmekte bir sakınca
görmeyen, hatırlattığınızda dahi küçücük bir sıkılma hissetmeyen insanlar
olarak çıkarlar karşınıza. Acaba yediğimiz suni besinler mi, bizim de ağırlığımızı
azaltır oldu? Halbuki biz küçükken eve alınan yiyecekler açıkta taşınmazdı,
hani belki görüp de alamayan olur diye düşünülürdü. Yediğini anlatmak ayıptı. Şimdi
herkes ben en güzeli yedim yarışında. Ne güzeldi mahremiyet, bazı şeylerin
saklanması gizem katardı hayatlara… Gizlimiz saklımız kalmadı, suni
hayatlarımız en küçük ayrıntısına kadar paylaşımda. Sadece resmini paylaşmak için
yaşayınca, yaşanan anlar göstermelik resimlerden ibaret kaldı.
Suni Petek ve Sahte
Bal
Suni insanlardan geçelim suni gıdalara :) Televizyonda doğal
balı öven bir programda, üretici açık açık “suni petek veriyoruz ki, arı daha
çok üretim yapsın” diyordu. Her üreticinin ortak derdi: Daha çok ürünü, daha
ucuza üretmek… O bal yavaş yavaş üretilmek yerine hızlıca oluşunca, bal yerine
bal benzerleri tüketiyoruz biz de şifa niyetine. Aynı puf diye kabaran
endüstriyel mayalı ekmekler gibi, aynı 2 saatte fermente olan sirkeler ve 45
günde kesilen tavuklar gibi…

Keşke size ev yapımı bal tarifi verebilseydim. Aslında verebilirim,
öğrendim. Şekerli suya, doğala özdeş bal aroması ilave ediyoruz… Oldu, bitti :) Diğer yapay ürünleri
evde yapabiliyoruz da, balı üretemiyoruz. Bu konuda tek çıkar yol, nasıl
ürettiğini bildiğimiz dürüst bir üretici bulmak. Onu da bulamıyorsak, bu
durumda organik sertifikalı ürünleri satın almalıyız. İçinde bal katkısı olduğu
söylenen ürünleri almamalıyız, bal aroması içeren atıştırmalıkları
çocuklarımıza yedirmemeliyiz. Bize düşen en azından bilinçli tüketici olmak,
kilosu 10-15 liraya satılan balları almamak, gerçek bir üretici bulduğumuzda da
o üretimin hakkını vermek. Biz gerçek üreticiyi desteklemezsek, sahte
üreticiler de, olmadık hilelerle fiyatları beklediğimiz seviyeye düşürür.
Balın Faydaları
Son olarak balın birkaç faydası ile bitirelim:
- Bal şerbeti kuru öksürüğe, ılık su ile hazırlandığında ise kabızlığa iyi gelir.
- Zencefilli, limonlu karşımı soğuk algınlığına iyi gelir.
- Antibakteriyeldir, saçlar ve cilt için haricen kullanımı çok faydalıdır (bal kavanozunu yıkamadan önce dibinde kalan bir parçacık balı yüzünüze sürüverin. En az 20dk bekletip, ılık su ile durulayın).
- Mideyi kuvvetlendirir.
- Romatizmaya, kansızlığa, alerjiye, dişlere, ağıziçi yaralara iyi gelir.
- Gerçek bal da, gerçek balmumundan yapılmış mum da alerji üzerinde olumlu etkilere sahip. Alerjilerin ne kadar yaygın olduğunu düşünürsek, gerçek bal üreticilerine ihtiyacımız olduğu aşikar.
Hiç yorum yok :
Söyleyecek sözünüz mü var?